DİYALEKTİK MATERYALİZM
I
Herşey toplum içindir; toplum kurtulmadığı sürece bireyin kurtuluşu olamaz.
Varolan herşey sadece herhangi bir hareket sayesinde vardır, yaşar... Biz üretici güçlerin büyümesi, toplumsal ilişkilerin parçalanması sürekli hareketi içinde yaşıyoruz...
Karl marks
Diyalektik (düşünce) yöntem ve Materyalist (madde) teori,
Diyalektik yöntem: Dünyada hiç bir şeyin ebedi olmadığını, dünyada herşeyin geçici ve değişir olduğunu, doğanın değiştiğini, töre ve geleneklerin değiştiğini, adalet anlayışının değiştiğini, doğrunun kendisinin değiştiğini söylüyor ve işte bunun içinde diyalektik yöntem herşeye eleştirici gözle bakar, işte bunun içindir ki her zaman için geçerli olmak üzere saptanan doğruyu red eder, bu nedenle bir kez bulundu mu, sadece ezberlenmek istenen soyut dogmatik önermeleri kabul etmez.
Friedrich Engels
Gelişimin belirli bir aşamasında, toplumun maddi üretici güçleri mevcut üretim ilişkileriyle, ya da bunun hukuksal bir ifadesi olan mülkiyet ilişkileriyle çelişkiye düşer...
Sonra bir sosyal devrim dönemi başlar. Fakat bir toplumsal formasyon, kendileri için yeterince geniş olduğu bütün üretici güçler gelişmeden önce yıkılmaz...
Karl Marks
Karl Marksın bu savı, modern toplumsal yaşama uygulandığında, toplumsal nitelik taşıyan modern üretici güçler (işçiler-proleterya) ile özel nitelik taşıyan ürüne sahip olma şekli arasında, sosyalist devrimle son bulması gereken bir temel çelişki olduğu ortaya çıkar.
Materyalist teori; İnsanların varlığını belirleyen bilinçleri değildir; tersine, onların bilinçlerini toplumsal varlığı belirler...
Karl Marks
DİYALEKTİK MATERYALİZM
II
Marksizm yalnızca sosyalizm teorisi değil, kendi içinde kapalı bir dünya görüşü, Marksın proleter sosyalizmin mantıksal olarak çıktığı felsefi bir sistemdir. Bu felsefi sisteme diyalektik materyalizm denir. marksizmi açıklamak demek, açıkça diyalektik materyalizmi açıklamak demektir.
Yöntem Diyalektik, Teori Materyalisttir;
Diyalektik yöntem; Yaşamın sürekli bir hareket ve gelişme halinde bulunduğu söylenir. Bu doğrudur: Toplumsal yaşam değişmez ve donmuş bir şey olarak görülemez, hiçbir zaman aynı basamakta kalmaz, sonsuz hareket içindedir, sürekli yokoluş ve varoluş içindedir. Onun için yaşamda daima yeni ve eski, gelişen ve ölen, devrimci ve karşı devrimci vardır, yaşamda sürekli olarak daima herhangi bir şey ölmekte ve aynı zamanda yine sürekli olarak daima herhangi bir şey doğmaktadır.
Materyalist Teaori; Marksın materyalist teorisi hem dualizmi ve hem de idealizmi kesinlikle reddeder. Dünyada düşünsel ve maddesel görünümlerin varolduğu kuşkusuz olur, ama bu hiçbir suretle bunların birbirini red ettikleri anlamına gelmez. Tersine düşünsel olanla maddesel olan bir ve aynı görünümün ayrı iki şeklidir; bunlar birlikte varolurlar ve beraber gelişirler, aralarında sıkı bir bağ vardır. Öyleyse bunların birbirini red ettiklerine inanmamız için hiç bir neden yoktur. Düşünsel ve maddesel olmak üzere, iki ayrı biçimde, birleşik ve bölünemez bir doğa çıkıyor ortaya, doğanın gelişiminin, böyle görülmesi gerekir. Düşünsel ve maddesel olmak üzere, iki ayrı biçimde, birleşik ve bölünemez bir toplumsal yaşam çıkar ortaya, yaşamın gelişimine böyle bakmamız gerekir. Bu marksın materyalist teorisinin manizmidir.
Aynı zamanda marks, idealizmi de rededer, düşüncenin, düşüncel yanın, gelişmesinde doğadan genel olarak maddesel yandan, önde geldiği düşüncesi yanlıştır. Dış, anorganik denen doğa varken, dünyada daha hiçbir canlı varlık yoktu. İlk canlı varlıkta protoplazmada hiçbir bilinç (düşünce) yoktur, onda sadece uyarılganlık özelliği ve duyumun nüveleri vardı. Sonradan hayvanlarda giderek, sindirim sisteminin gelişimine uygun bir şekilde, yavaş yavaş bilince dönüşen duyum yeteneği gelişti. Eğer maymun dikilmeyip de dört ayak üzerinde yürümüş olsaydı, onun soyundan gelen insan serbestçe akciğerlerini ve ses kirişlerini kullanamazdı. Bu ise bilincinin gelişmesini önemli ölçüde engellerdi. Ya da eğer maymun arka ayaklarını üzerinde dikilmemiş olsaydı, onun soyundan gelen insan, hep aşağıya bakmak ve izlenimlerini yalnızca oradan almak zorunda kalırdı; yukarıya ve etrafına bakmak olanağı olmaz ve bu nedenle beynine daha çok materyal (izlenimler) iletme olanağına sahip olamazdı ve böylece bilincinin gelişimi önemli ölçüde engellenmiş olurdu. Maddesel yanın, varlığın, gelişiminin, zihinsel yanın, düşüncenin gelişmesinden önce geldiği çıkıyor ortaya. Önce dışsal koşulların maddenin, ve sonra buna uygun olarak bilincin ve diğer düşünsel görünümlerin değiştiği açıktır, düşünsel yanın gelişimi, maddi ilişkilerin gelişiminin gerisinde kalır. Maddi yana dışsal koşullara, varlığa vs. içerik dersek, düşünsel yana, bilince ve diğer benzeri görünümlere biçim dememiz gerekiyor. Gelişim sürecinde içerik biçimden önce gelir, biçim içeriğin gerisindekalır.
DİYALEKTİK MATERYALİZM
III
Diyalektik yöntem; Diyalektik yöntem, doğayı, birbirinden kopuk, birbirinden tecrit edilmiş ve birbirinden bağımsız şeylerin, görüngülerin tesadüfi bir yığını olarak değil, fakat birbirine organik olarak bağlı yekpare bütünü olarak görür.
Diyalektik yöntem, doğayı sükun ve hareketsizlik durumu olarak, durgunluk ve değişmezlik durumu olarak değil, her an herhangi bir şeyin ortaya çıkıp geliştiği ve herhangi bir şeyin çözüldüğü ve sönüp gittiği sürekli hareket ve değişme, sürekli yenilenme ve gelişme olarak görür.
'' Tüm doğa en küçüğünden en büyüğüne, bir taneciğinden güneşe, temel canlı hücrelerden insana kadar, sürekli bir oluş ve yokoluş, sürekli bir akış, durmayan bir hareket ve değişme içindedir.''
Friedrich Engels
'' Diyalektik, şeyleri ve onların algılanan imgelerini öz olarak bağıntıları içinde, zincirlenmeleri, hareketleri, oluş ve yokoluşları içinde ele alır.''
Friedrich Engels
Diyalektik yöntem, gelişme sürecini, nicel değişikliklerin nitel değişikliklere yol açmadığı basit bir büyüme süreci olarak değil, bilakis önemsiz ve farkedilmeyen nicel değişikliklerden açık ve köklü değişikliklere, nitel değişikliklere geçen bir gelişme; nitel değişikliklerin tedrici olarak değil, hızla ve aniden, bir durumdan diğerine sıçrayış biçimini alarak gerçekleştiği bir gelişme; tesadüfi değil, fakat farkedilmez ve tedrici nicel değişiklikler birikiminin doğal sonucu olarak görür.
Bu nedenle diyalektik yöntem, gelişme sürecini, dairesel bir hareket, daha önce olanın basit bir tekrarı olarak değil, fakat ilerleyen ve yükselen bir hareket, eski bir nitel durumdan yeni bir nitel duruma geçiş, basitten karmaşığa, alçaktan yükseğe doğru bir gelişme olarak kabul eder.
'' Doğa diyalektğin sınanmasıdır; ve modern doğa biliminin, bu sınama için son derece zengin ve hergün artan malzeme sağladığını ve böylece doğa sürecinin, son tahlilde, metafizik değil diyalektik olduğunu, sürekli tekrarlanan bir dairenin sonsuz monotonluğu içinde hareket etmeyip bilakis gerçek bir tarihi yaşadığını ispatladığını söylememiz gerekir. Burada herşeyden önce, bugünkü tüm organik doğanın, bitkilerin ve hayvanların ve böylelikle insanında, milyonlarca yıldır süregelen bir gelişme sürecinin ürünü olduğunu ispatlayarak, metafizik doğa görüşüne muazzam bir darbe indiren Darwini anmak gerekir.''
Friedrich Engels